Türkiye’nin kaderini etkileyecek olan seçime her geçen gün biraz daha fazla yaklaşıyoruz, Seçim tarihi yaklaştıkça aday adaylarında ama daha çok siyasi partilerde biraz heyecan ama daha çok endişeli bir bekleyiş göze çarpıyor.
YSK geçtiğimiz aylarda 2023 yılının haziran yada daha önceki bir tarihte yapılacak olan seçime 27 siyasi partinin katılabileceğini ilan etmişti.
Yapılacak milletvekili genel seçimine
“Adalet Partisi,
AK Parti,
Anavatan Partisi,
Bağımsız Türkiye Partisi,
Büyük Birlik Partisi,
Cumhuriyet Halk Partisi,
Demokrasi ve Atılım Partisi,
Demokratik Sol Parti,
Demokrat Parti,
Emek Partisi,
Gelecek Partisi,
Genç Parti,
Halkların Demokratik Partisi,
Hür Dava Partisi,
İYİ Parti,
Memleket Partisi,
Millet Partisi,
Milliyetçi Hareket Partisi,
Muhafazakar Yükseliş Partisi,
Saadet Partisi,
Sol Parti,
Türkiye Değişim Partisi,
Türkiye İşçi Partisi,
Türkiye Komünist Hareketi,
Türkiye Komünist Partisi,
Vatan Partisi
Yeniden Refah Partisi.”
nin katılacağı da netleşmiş oldu.
Burada partilerin nasıl bir zorluk ile karşı karşıya olduğunun anlaşılması adına birkaç rakam vermek istiyoruz, gelecek yıl yapılacak seçimde seçilecek olan 600 milletvekili TBMM’ye girecek ve bir dahaki yasama yılına kadar görev yapacak.
Seçime 27 siyasi parti katılacak, her siyasi parti tüm yurt genelinde seçime katılmak istediği takdirde ortaya 29 bin 965 gibi olağanüstü bir rakam çıkıyor.
Daha açık bir ifade ile seçime katılacak olan siyasi partiler siyasete ilgi duyan ve bu ilgi sonrası partilerine üye olan isimlerden seçeceklerini bir liste halinde YSK’ya bildirecekler.
Burada ister istemez tüm siyasi parti genel merkezleri yaptıkları toplantılarda “-Ne yapsak ta seçim bölgelerinde partimize daha fazla oy getirecek, o bölgede iyi tanınan sevilen isimleri bulup listelere yazsak” şeklinde bir arayışa giriyorlar.
Seçmen sayısı milyon ile ifade edilen yerleşim merkezlerinde iyi aday bulunabilmesi adına siyasi partilerin eli biraz daha rahat oluyor, ancak Anadolu’da fazla nüfus olmayan bölgelerde zaten siyaset yapacak ve siyaset kumaşı olan isimlere tüm partilerin hücum ettiği bir süreçte partiler nasıl bir yol izleyecekler , doğrusu merak ediyoruz.
Türkiye’de çok büyük oranda seçmen siyasi parti genel başkanlarına bakarak oy kullanır, Siyasetçilerin seçim boyunca uzak mesafeli alanlarda gece gündüz çalışma yapma imkanı yok bu yüzden seçmen sabahlara kadar televizyonun karşısına geçerek genel başkanların söylemlerine göre bir tavır alıyor.
Böyle bir noktada parti genel merkezlerinin çok iyi aday aramaktansa “Seçim boyunca bize yük olmayacak, yüzümüzü kızartmayacak isimleri bulalım” noktasında bir siyaset yürütmeleri daha akıllıca bir yol olacaktır.