Gelecek yıl mayıs yada haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi yaklaştıkça kendisini bir beş yıl süre ile TBMM’de mebus olarak görmek isteyenlerin çalışmaları da derinden derine başlamış durumda.

Siyasette gelenektir, Var olan bir siyasi partiden en son seçimde TBMM’ye giren ve halen görev yapan milletvekilleri, İl başkanları, ilçe başkanları ile il ve ilçe yönetiminde görev yapanların nerede ise tamamının gönlünden vekillik geçtiği inkar edilemez bir gerçek.

Bunların yanında 30 yıl kırk yıl süre ile devlette görev yapmış emekli olmuş yada emekliliği gelmiş binlerce bürokrat kendisini yakın gördüğü ve ideolojisini beğendiği siyasi partilerden aday olabilmek için daha şimdiden kulis yapmaya başladılar bile.

Geçtiğimiz gün katıldığımız bir toplantıda yanımıza gelen emekli bir bürokrat “-Yüksel bey İYİ Partiden milletvekili olmak istiyorum, vekillik için bilgi, birikimim ve donanımım tam, bana bu konuda yardımcı olabilirmisiniz.” diye konuşunca kendisine “-Kıymetli hocam 1991 yılından beri bizde vekil olmaya çaba gösteriyoruz, kel derman bulsa başına sürer, böylesi bir yarışta kimse kimseye yardımcı olmaz, binlerce isim şu sıralarda partilerin genel merkezlerine ulaşabilmek için mücadele ediyor istersen sende Ankara’nın yollarını aşındırmaya başla” tavsiyelerinde bulunduk.

Bizim bürokratın siyasetteki acemiliği bir tarafa asıl çemberin içerisinde olan ve gönlünden vekillik geçenler ise direk olarak ortaya çıkmak yerine kendilerine yakın gördükleri ve “ekip” olarak bildikleri isimler ile “yoklama macunu” denilen sistem ile kısmi araştırmalar yapmaya başlamış durumdalar.

Dolayısı ile milletvekili genel seçimi yaklaşırken seçim öncesi adaylık yarış

“-Mevcut milletvekilleri

-Genel merkez yöneticileri

-İl-ilçe-beldelerde görevli teşkilatlar

-Bürokratlar”

arasında yaşanacak.

Bilindiği gibi Genel başkanlar partileri iktidara geldiğince yada koalisyon ortağı olduğunda devlet yönetiminde beraber çalışabilmek adına partilerin tüzüğüne yüzde beş oranında kontenjan koyuyorlar ki bu da 30 milletvekiline denk geliyor.

Bu 30 kontenjan sonrasında milletvekili adaylığı sıralamasını hangi partinin hangi usül ile yapacağı noktasında şu ana kadar bir bilgi yok, İşin en tartışmasız olanının ön seçim olduğunu herkes biliyor ancak yapılacak olan ön seçimde üyelerin mi yoksa seçilmiş delegelerin mi oy kullanacağı netlik kazanmadığından parti yönetimleri “-Türkiye şu an çok zor bir süreçten geçiyor, ön seçim yapacak vakit yok o yüzden adayımızı genel merkezden belirleyeceğiz” şeklinde bir yol seçebiliyorlar.

Tüm siyasi parti genel başkanlarının elinde hangi seçim bölgesinden kaç milletvekili kazanacakları ile ilgili aşağı yukarı yapılmış bir saha araştırması var, dolayısı ile siyasi parti genel başkanı ve son derece dar bir seçici kurul mesela 15 milletvekili seçilecek bir yerden 4 milletvekili kazanılacaksa o 4 milletvekilini ilk sıralara kendileri yazıyor ondan sonrasını da ilgili il yönetimlerinin inisiyatifine bırakıp “siz yazın “ diyebiliyorlar.

Yaz mevsimi sona erdi ancak yeni yıl itibarı ile adaylar ile ilgili sürecin başlayacak olması olası kış aylarında bile aday adaylarını yakıp kül edecek gibi görünüyor.

Neticede işin sonunda Ankara’da ceylan derili koltuklar var..

YORUM EKLE

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263