31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçime artık sayılı günler kala Partilerin meclis üyesi listeleri  belli oldu, birkaç gün içerisinde belediye başkan adayları seçildikleri takdirde kendileri ile birlikte seçilecek meclis üyeleri ile birlikte “tam saha-pres” yaparak netice almaya çalışacaklar.

Her dönem belediyelerin imar uygulamaları kamuoyunda en fazla tartışılan birimler olmuştur, İmar komisyonu üyelerinin daha çok kendi partileri ekseninde aldığı kararlar yıllar yılı var olan tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Dikkat edilirse özellikle 12 Eylül 1980 ihtilali sonrası 1983 yılında yapılan ve ANAP’ın yerel ve genel iktidardaki galibiyeti ile başlayan süreçte Belediyelere verilen son derece geniş yetkiler ile birlikte o günlerde başlayan “İmar Suistimali” kesinlikle gündemden düşmedi aksine her geçen gün Belediyelerin İmar ile olan ilişkileri sürekli kafa karıştıran bir sorun olarak bugüne kadar geldi.

Gelişimini tamamlamış Avrupa ülkeleri ile SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetlerinde de İmar belediyelerden çok merkezi yönetimlerde olduğu için dikkat edin o ülkelerde akşamdan sabaha İmar dolayısı ile zengin olan kişi yada kurum görme imkanı nerede ise yok gibidir.

Türkiye’de ise bir bakıyorsunuz akşam fakir olarak yatağına yatan bir vatandaş ertesi gün herhangi bir il yada ilçe belediyesindeki 3 yada 4 kişilik İmar komisyonu üyesinin aldığı bir karar ile yatağından trilyoner olarak kalkabiliyor.

Belediyelerde seçimi kazanan partinin sayısal olarak ele geçirdiği sayısal çoğunluk içerisinden seçilen 3-4 kişilik komisyon olması gerekenden daha çok meseleye siyasi pencereden bakınca yıllar yılı herkesi sıkıntıya sokan kararlar alınıyor.

Halbuki herhangi bir yerleşim merkezinde bir imar uygulaması yapılacaksa bu Ahmet’e, Mehmet’e göre değil o bölgenin şartlarına göre düzenlenmesi gerekiyor ama bizim memlekette işler böyle yürümediğinden suiistimal bir türlü bitmiyor.

Mesela AK Partili belediyelerde CHP’li ve MHP’lilerin, CHP’li Belediyelerde AK Parti ve MHP’lilerin, MHP’li belediyelerde de AK Partili ve CHP’lilerin imar ile ilgili talepleri asla kabul görmez görse de talep sahiplerine bin dereden su getirtip ondan sonra karar verilir.

Var olan belediyelerde iktidar sahibi hangi parti ise o partiye mensup siyasetçilerin imar ile ilgili talepleri anında ve hakka hukuka bakılmadan yapılırken iktidardaki partiye mensup olmayan vatandaşların bu konudaki talepleri ise asla ve asla olumlu bir şekilde sonuçlanmıyor.

Bütün bu olumsuzlukların çözümü bize göre de İmar yetkisinin Yerel yönetimlerden alınıp Merkezi hükümete verilmesidir. Merkezi hükümetlerde yerel yönetimlere göre süreklilik biraz daha fazla olduğundan imar konusundaki suiistimallerde daha az olacaktır.

Son yıllarda şehirlerin imar planlarının yerel yönetimlerden alınıp Merkezi hükümete verileceği ile ilgili olarak çeşitli çalışmaların yapıldığı ve kısa bir zaman içerisinde bu çalışmaların tamamlanacağı noktasındadır, İmar planlarının Ankara’dan yapılması sonucu yerel yönetimlerde bulunan siyasetçilerin zan altında kalması da bir anlamda önlenecektir.

Belediyelerin özellikle büyükşehirlerdeki öngörüsüzlükleri ve kayırmacı tutumları herkesin kabul edeceği gibi artık şehirleri girilmez bir işkencehane haline getirmiştir.

Sırf siyaset uğruna verilen fazla katlar, "Bizim partilimizdir” diye kayırılan insanlar için oluşturulan rantlar sebebi ile Büyükşehirlerdeki keşmekeşliğin içerisinden artık çıkmamın mümkünü yoktur.

Dönemin diyanet işleri başkanı yıllar önce yaptığı bir konuşmada “Bundan sonra yapılacak olan camilerde Engelliler için gerekli olan yapılaşma hayata geçirilmediği takdirde Başkanlığımız o camiye açılış izni vermeyecektir” diye son derece akıllıca bir tavır sergiledi.

Çevre ve şehircilik bakanlığı imar yetkisini yerel yönetimlerden alsa ondan sonrada bütün şehirlerin imar durumunu kesinlikle suiistimal edilemeyecek bir şekilde uygulasa yani İmar Ahmet’e başka Mehmet’e başka uygulanmasa ve “Mevzuat neyi emrediyorsa herkes ona uyacak” şeklinde davransa, hem belediyelerin imar bölümleri 'Ali Kıran Baş kesen” kurumlar olmaktan kurtulur, hem de “Sen falancaya şu kadar fazla imar artışı verdin, filancaya vermedin” şeklindeki tartışmalarında dışında kalırlar.

Aksi takdirde belediyelerde artık tıkanan imar mevzuatı ile atılacak tek bir adım daha kalmamıştır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263