Dünyada var olan ülkelerin tümünde bir araştırma yapılsa “herhangi bir işin suyunu çıkarmakta” elimize dünyanın en ileri gitmiş ülkelerinin bile su dökemeyeceği gerçeği anında ortaya çıkacaktık, Nerede duracağını bilemeyen bu yüzden en ufak bir tartışmanın bile anında sonu son derece kanlı bitirildiği bir ülke daha varmıdır, bilmiyoruz..

Son dönemlerde artık iyiden iyiye işin suyunun çıkarıldığı “Asker Uğurlama Konvoylarına” bakıldığında ağlayalımmı, gülelimmi şeklinde orta yerde kala kaldığımız gerçeği kafalara iyiden iyiye dank etmiş vaziyettedir.

Asker Uğurlama törenleri bizim zamanımızda zaten yoktu, Biz askerlik görevine sabah saatlerinde otogardan hareket eden bir otobüs ile sessiz-sedasız bir şekilde başladık, bizden kısa bir süre sonra kardeşimiz Yavuz ondan sonrada diğer kardeşimiz Gürsel’de sessiz sedasız bir şekilde bindikleri otobüsler vasıtası ile birliklerine teslim olup vatani görevlerini yerine getirdiler.

Yanılmıyorsak 40 yada 50 kişilik askere uğurlama törenleri daha çok Türk ordusunun PKK terör örgütü ile girdiği amansız mücadele sırasında ortaya çıktı, Güneydoğu bölgemizden gün aşırı canımızı yakan, içimizi acıtan şehit cenazelerinin bayrağa sarılı tabutlar ile evlerine geri geldiği günlerde ister istemez Kışlaya vatani görevini yapmak için giden çocuklarımıza moral açısından askere uğurlama törenleri ve bu törenler sırasında oluşturulan konvoylar daha fazla bir anlam ifade ediyordu ve bizde bu törenlerin hiç birisini kaçırmadan katılmaya büyük özen gösteriyorduk.

Bizim MHP Gebze ilçe başkanlığımız döneminde partiye gelen bir dostumuz “Başkanım bu akşam Otogarda Asker uğurlama törenimiz var eğer vaktiniz olursa katılımınız bize şeref verir” dediğinde “Elbette geliriz” dedik ve akşam törenin yapıldığı Otogarın yolunu tuttuk.

Yaklaşık 50 kişilik bir gencin askere uğurlanacağı tören ilk anlarda güzel başladı,İstiklal marşımız okundu, Şehitlerimiz için saygı yapıldı, Bizimde konuşma yapmamızdan sonra artık törenin sonlarına gelinmişti ki bizim için artık Asker uğurlama töreninin bittiği o sahneler yaşanmaya başladı.

Sanıyorum Askere gidecek olan bir gencin kız arkadaşına o sıradan nereden geldiği belli olmayan bir başka gencin bakması üzerine kendimizi başlayan ve kısa bir süre içerisinde yüzlerce insanın karıştığı ve kimin kime vurduğu belli olmayan bir toplu kavganın ortasında bulduk.

Çocukları birliklerine götürmek üzere Otogara gelen otobüsler oradaki meydan kavgasını görür görmez ya geride durdular yada çok ileriye gittiler, kavganın başlamasından yarım saat sonra gelen Polis ekipleri ambulanslar ,kışlaya gitmek üzere evlerinden çıkan 15-20 kadar askere  gidecek çocukları ve onları uğurlamaya gelmekten başka hiçbir suçu olmayan ancak çıkan arbede sırasında aldıkları bıçak ve sopa darbeleri ile yüzü gözü kan içerisinde kalan erkek-kadın ve çocukları hastanelere yetiştirmek zorunda kaldılar.

Biz o günden sonra bir daha Asker uğurlama törenine katılmadık, Bizi tanıyan ve askere gitmeden önce yanımıza gelip elimizi öpen çocuklarımıza harçlıklarını verdik, sırtlarını sıvazladık kendileri ile vedalaştık.

Ancak son 5-6 yıldır Türkiye son derece değişik, hiçbir ahlak kuralına , insanlığa, toplumsal yasaklara uymayan Asker uğurlama konvoylarına tanıklık ediyor, birden bire 30-40 kadar zaman aman daha fazla belli zamanlarda daha az araç tarafından oluşturulmuş Asker uğurlama törenlerinde görülen manzara şu şekildedir.

Eğer konvoy bir ilçeyi diğer bir ilçeye bağlayan otoyolda ise birbirlerinin önüne geçmek için olağanüstü hız yapmaktan çekinmeyen sürücülerin kullandığı araçların dört tarafından yarı bellerine kadar dışarıya sarkmış, çoğunluklada üst tarafları çıplak gençlerin avaz avaz çığlık attıkları, araçların ses sistemlerinin sonuna kadar açık olduğu, fren seslerinin, korna seslerinin birbirine karıştığı ve aşırı hız nedeni ile Asker ocağına gitmek üzere evinden çıkan çocukların çoğunlukla meydana gelen kazalar sebebi ile hastanede sabahladıkları bir süreç.

Eğer Konvoy kalabalık bir yerleşim merkezinde ise yine araçlardan yarı bellerine kadar sarkan çoğunlukla  da alkollü gençler, Ses sistemleri sonuna kadar açık cihazlardan çıkan canhıraş feryatlar, Konvoyda yer alan sürücüler tarafından işgal edilmiş yoldan saatlerce geçemeyen diğer sürücülerin tarafından da basılan kornalar.

Son dönemlerde bu konvoylar için artık saat mevhumu diye bir şeyin kalmadığına da üzülerek şahit oluyoruz, Artık gece yarılarından sabahın ilk saatlerine kadar devam eden bu Asker uğurlama konvoyları o yerleşim merkezlerinde yaşayan herkesi hayatından bıktıracak bir noktaya kadar geldi dayandı.

Saatler gece yarısını çoktan geçmiş, herkes uykusunda ertesi gün işe gidilecek, anneler çocuklarını zaten zorla uyutmuş, Hastalar acılarının dinmesi adına uyumaya çalışırken birden bire gecenin o saatinde önce “En büyük Asker bizim Asker” sesleri ondan kısa bir süre sonra araçların egzostlarından, lastiklerden çıkan gürültüler derken bir anda havaya doğru sıkılan ve dakikalarca süren mermi seslerini takip eden Ambulans sirenleri, Polis ekip otolarının sesleri  artık uykuya geçme modundaki herkesi en azından camlara doğru koşmaya ve içeriye bir serseri kurşun gelmesin diye camları kapatmaya çalışan mahalle sakinlerini görüyoruz.

Bu saçmalığı pek çok kez dile getirmemize rağmen Şehrin valilerinde, Emniyet müdürlerinde, Belediye başkanlarında yada o yerleşim merkezlerinin Güvenlik ile ilgili sorumlularından en ufak bir ses çıkmaması bizi gerçekten endişeye sevk ediyor.

Burada bütün mesele halkın güvenliği, gece yarılarına kadar hatta sabahın ilk saatlerine kadar süren bu konvoylar şehirlerin yöneticilerini nasıl ve neden rahatsız etmez, inanın halen daha anlayabilmiş değiliz.

Neticede iş iki satırlık yazıda, Bütün vatandaşları hayatından bıktıran bu Konvoyların yasaklanması ile ilgili Valilerin atacağı bir adım inanın Edirne’den, Kars’a 81 milyon vatandaşın huzura kavuşmasına vesile olacaktır.

Lütfen bizi bu sıkıntıdan kurtarın.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263