KIRKLARELİ (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ne olursa olsun, kim olursa olsun biz Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın en saygın en onurlu devleti haline getirmek için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun." dedi.
Kılıçdaroğlu, Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu'nu makamında ziyaret ettikten sonra esnaf ve vatandaşlarla sohbet etti.
CHP Kırklareli İl Başkanlığı önünde kurulan platformda vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, yarın sabah Türkiye'de ne olacağını, hangi kararların alınacağını kimsenin bilmediğini savundu.
Başkalarının 50 yılı, 100 yılı planladığını belirten Kılılçdaroğlu, "Biz yarını göremiyoruz ama sakın ola ki bu yüreğimizde bir umutsuzluk olarak yeşermesin. Ne olursa olsun, kim olursa olsun biz Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın en saygın en onurlu devleti haline getirmek için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun çünkü bu ülkeyi kuranlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, ağır bedeller ödedi. Hiç çekinmediler. 16 Mayıs'ta İstanbul'da Bandırma Vapuru'na bindiği zaman Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yanında sınırlı sayıda arkadaşı vardı. Samsun'a, Erzurum'a gittiğinde yol parası bile yoktu. Arkadaşları toparlayıp yol parası verdiler. O güç koşullarda Kuvva-yi Milliye oluştu, o güç koşullarda görkemli, onurlu, bütün dünyanın saygı duyduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti oluştu. Lozan'da imzalar atıldı ve Türkiye'nin bağımsızlığı, Türkiye'nin onuru bütün dünya tarafından kabul edildi." diye konuştu.
-"Birlik olmak zorundayız"
Türkiye'nin ekonomik olarak ciddi sorunlarının olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Daha krizi yaşamadınız sizler. Daha kriz gelecek. Deniyor ki efendim 'Kriz yok.' doğrudur. Sarayda kriz yok, mutfak dolu.
Erdoğan soruyor; 'Bir eksiğimiz var mı?' 'Hayır, bir eksiğimiz yok.' 'Bu millet bu krizi nereden söylüyor?' diyor. Vatandaşın mutfağında kriz var. Orada bir sorunumuz var. Esnafta sorun var, çiftçide, sanayicide, emeklide, işçide sorun var. Dolayısıyla sorunlarımız çok fazla. Ama bu sorunları aşacağız. Umutsuzluğa kapılmayacağız. Biz bu sorunları aşacak güce ve kapasiteye sahibiz.
Dediğim gibi 16 Mayıs'ta Bandırma Vapuru'na binip giderken Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları, sınırlı sayıda arkadaşı vardı yanında. Ama bugün biz milyonlarız. Yeter ki gücümüzü birleştirelim, yeter ki küçük ayrıntılarda birbirimizi eleştirmeyelim, beraber olalım. Türkiye'nin bağımsızlığı için Türkiye'nin onuru için, Türkiye'nin haysiyeti için ve bayrağımız için beraber olmak zorundayız, birlik olmak zorundayız. Gün A partisi, B partisi günü değildir. Özellikle AK Parti'ye oy veren vatandaşlarıma da sesleniyorum; Türkiye'nin bu halinden hiç kimse memnun değil. 81 milyon vatandaştan kimse memnun değil. Bunu aşacağız nasıl? Önümüzde bahar var. Ağaçlar çiçek açacak. Kuşlar cıvıldaşacak, göreceksiniz çayırlarda. Çocuklarımız oynayacak parklarda ve evlerde bahar temizliği yapacak bütün hanımlar. Şimdi kadın, erkek oy kullanma yaşına gelmiş herkes, baharda bir bahar temizliği yapacak. Bu Türkiye'yi kirletenleri alıp bir tarafa bırakacaklar. Bu temizliği yaptığımız anda Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız."
Türkiye'nin sorununun ne olduğunu bildiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Çözümü de önlerine koyuyoruz. Biz koyduğumuz için buna itibar etmek istemiyorlar. Sonunda bir bahar temizliğiyle bunların tamamını göndereceğiz. Söz mü? Ben de size söz veriyorum; en büyük süpürgeyi ben alacağım." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından partililerin verdiği güvercinleri gökyüzüne bıraktı.
Pınarhisar ilçesine bağlı Kaynarca Belde Belediyesi'ni de ziyaret eden Kılıçdaroğlu, belediye ziyaretinin ardından, bindiği makam aracından vatandaşların ısrarı üzerine indi.
Kılıçdaroğlu, programlarında Kaynarca ziyaretinin olmadığını belirterek, "Korsan bir toplantı düzenlemişsiniz, hepinizi tutuklarım." diyerek espri yaptı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Pınarhisar Belediyesi'ni ziyaretinin ardından gazetecilerin, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'na, durdurulan MİT tırları görüntülerini eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a ilettiği iddiasıyla yargılandığı davada, "gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçundan verilen 5 yıl 10 ay hapis cezasını onaması, milletvekilliği sona erinceye kadar cezasının infazının durdurulmasına ve salıverilmesine karar vermesine ilişkin sorusunu cevapsız bıraktı.