"Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar…(Pablo Neruda)"

ROTASIZLAR  Seyahat grubunu takip eden dostlarımız hatırlayacaktır, son seyahatimizi bilindiği gibi Destan Şehir, Destanlaşan Şehir Çanakkale’ye yapmış sonrasında hepimizi korkudan muma çeviren Covid 19 belası yüzünden kısmen geriye çekilmiştik.

Bir taraftan Covit 19 korkusu var ancak diğer taraftan da hayatın devam etmesi, Turizm üzerinden ekonomiye katkı sunma  ama daha da önemlisi Ryu Murakami ustanın  “Dünyadaki yüz bin şehrin her birinde güneş benzersiz şekilde batıyor. Sadece bunlara şahit olmak için dahi seyahat etmeye değer.” İfadesine kayıtsız kalmamak gibi bir sorumluluğumuz var , Bu süreç gereği  ROTASIZLAR grubu olağanüstü gündem ile toplanıp yeni bir güzergah belirleme kararı almak durumunda kaldı

Ekim ayının sonlarındayız, hava kısmen serin, Arkadaşlarımız “ İklim şartları ve Coğrafi durum çerçevesinde bir güzergah belirleyelim” şeklinde görüş belirtince ortaya Van ilimiz ile Muğla’nın Akyaka beldesi çıktı.

Van ilimizdeki seyahati daha geniş bir zamanda yapmak adına şimdilik öteledik, Akyaka seyahati ile ilgili çalışmalara başlamıştık ki orada bir araya geleceğimiz dostlarımızın bir kısmın Covit 19 testi Pozitif çıkınca seyahati daha dar çerçevede ve daha kısa bir sürede yapma fikri gelişti ve Güven Altay ile Aydemir Özcan’ın daha önce yaptıkları kulis çalışmaları sonucu  ekip “Egenin İncisi İzmir’in Foça ilçesine gidelim” fikrinde karar kıldı.

Hatırlayan okuyucularımız vardır geçtiğimiz aylarda Karaman’ın Ermenek ilçesine bir seyahatimiz olmuş o seyahatte sağ olsun Ermenek Belediye başkanımız Atilla Zorlu 48 saatinin nerede ise tamamını bize ayırmıştı, Arkadaşlarda Foça fikri ağır basınca Atilla Zorlu başkana “ Foça ve İzmir’e gideceğiz müsaitlik varsa bize katılırsan seviniriz” teklifimize “Tamam katılacağım” cevabı gelince yol hazırlıkları da başlamış oldu.

24 Ekim Cumartesi sabah 06.45’te Gebze Kaymakamlığı önünden bir araçta Yüksel Ercan- Güven Altay- Şinasi Aydın, bir araçta da  Nusret Acur-Birol Elüstü- Aydemir Özcan olmak üzere  Gemlik girişinde sabah kahvesi içip yola revan olalım diye harekete geçtik.

Sabah erken saatlerde buz gibi bir havada Gemlik girişindeki Oksijen tesislerinde Starbuck Cafe önünde  bizim gibi yüzlerce vatandaşımız da normalin üzerindeki 3-4 kat daha pahalı kahve alabilmek adına sıraya girdiğini görünce”  Bir sürü esnaf gün içerisinde elini kolunu bağlamış evine ekmek götürebilmek için müşteri beklerken  herkesin  sabahın köründe Starbuck  Cafe önünde kuyruğa girmesi Vahşi kapitalizmden başka bir şey olmasa gerek” yorumunu yaptık ancak yinede kahveleri almaktan vazgeçmedik.

Kahve molası sonrası araç kullanmaktan ziyade uçak kullanan pilot pozisyonunda bulunan Güven Altay’ın bu durumu karşısında bir taraftan bildiğimiz tüm duaları okurken bir taraftan da “Dinin imanın seversen biraz yavaş” demekten iflahımızın kesildiğini hatırlıyoruz.

Foça yolu üzerindeki Bergama oldum olası herkesin ilgi odağı olmuştur, bizde hazır yol üstünde böylesine muhteşem bir yerleeşim merkezi varken "gezelim görelim" duygusu ile Bergama'ya indik, Tarihi Bergama kalkesini dolaştık, Bergama ve Bergama kalesi ile öğrenmemiz gereken ne varsa bir harfini bile atlamadan hafızalarımıza kaydettikten sonra "Elveda Bergama" deyip bölgeden ayrıldık.

Saat 12.00 gibi kendimizi güzeller güzeli Eski Foça sahilinde bulduk, o saate kadar kahvaltı yapmayan ekip artık iyiden iyiye kızmaya başlamıştı, O sırada  Ermenek’ten yola çıkan belediye başkanı Atilla Zorlu ve Deniz Saparca’da intikal edince ilçenin tam ortasındaki Konya Etli Ekmek lokantasına girince Atilla başkanınAllahın işine bak Etli ekmeğin memleketi Konya’dan çık 700 kilometre yol gel yine Etli ekmek ye, demek ki sen ne yaparsan yap göklerden gelen bir ses vardır” dediğine şahit olduk, ancak açlıktan gözü dönmüş bir vaziyette Etli ekmeğe saldıran ekibe de hiç birimiz mani olamadık.

Etli Ekmek sonrası daha önce birkaç kez Foça’ya gelmiş birisi olarak “Hadi size bu cennet bölgeyi biraz dolaştırayım” diye marinaya girdik bir taraftan  dünyanın en lezzetli dondurmasının tadına bakarken bir taraftan da yürümeye başladık.

Eski Foça’nın harika manzarası eşliğinde mis gibi havayı ciğerlerimize çekerken bir anda Eski Bayındırlık bakanı, İYİ Parti Genel başkan yardımcısı Koray Aydın’ın arkamızdan “ Gebzeliler, burada ne arıyorsunuz, nereye gidiyorsunuz.?” seslenişini duyunca o tarafa doğru yöneldik, İYİ Parti Erzurum milletvekili Naci Cinisli ve eşiyle Yeni Foça’ya eşi Gönül hanım ile birlikte gelen Koray Aydın’aSiz neden buradasınız” diye sorduğumuzda “Burayı hiç görmemiştim, hazır fırsat varken burayı da görelim amacı ile geldik, Gebze ekibini de zaten özlemiştim, Bunlar beni de ROTASIZLAR ekibi bünyesine ne zaman  alacaklar diye davet bekliyordum, kısmet buraya imiş, bir dahaki organizasyona beni de dahil edin görüştüğümüz iyi oldu” dedikten şu an tedavi sürecinde olan annesi ve babası Halil amcanın sağlık durumlarını sorduktan sonra konaklayacağımız Yeni Foça’ya ulaşmak adına vedalaştık.

Yeni Foça’ya gelip konaklayacağımız Öğretmen evine ulaştığımızda saat 16.00 sularını gösteriyordu,  Havanın biraz serin olmasına rağmen daha önceden bu tür gezilere hazırlıklı olan Nusret Acur-Aydemir Özcan- Atilla Zorlu- Şinasi Aydın-Birol Elüstü ve  Deniz SaparcaBiz delikanlı adamız deniz suyu isterse buz gibi olsun isterse hava sıcaklığı eksi 20 derece olsun anlamayız” diyerek kendilerini Ege’nin masmavi sularına attılar, Sanırım Güven Altay yüzme bilmediğinden bende suyun soğuk olmasından korktuğumdan denize giremedik bunu fırsat bilerek bize nazire  yapan diğer arkadaşlarımızda yaklaşık bir saat denizden çıkartamadık.

Saat 18.00 sıralarında Yeni Foça sahilde akşam yemeği yiyeceğimiz Veli Usta’nın Orfoz restaurantına ulaşmak adına araçlarımıza bindik, konakladığımız Öğretmenevi ile sahil zaten araçla bilemediniz 4 dakika, yürüyerek bile gidilebilir, Yeni Foça sahiline ulaştık araçları park etik ve benim gibi bir tek kıta şiir yazmaktan aciz birisini bile anında Şair yapacağına inandığımız  sahil şeridini dolaştıktan sonra akşam yemeğine oturduk.

Hava şahane, Sahil şahane, insanlar şahane, Ege bölgesine ait mezeler şahane, yemek başladıktan sonra 3 kişilik bir gruptan oluşan ve şarkılar söyleyen roman müzisyenlerin eserleri şahane ancak orada sanatçı ruhunu Roman vatandaşların yol vermesi ve Atilla Zorlu başkanın da teşviki ile ortaya çıkardığımız Deniz Saparca kardeşimizin “Çare bulun bu derde İstanbul sokakları” ile başlayan muhteşem resitali ile başlayan ve gece 24.00’ kadar devam eden sanat dolu dakikalar daha da şahane..

Yemek faslı sona erdi ancak biz Deniz Saparca kardeşimizin içerisindeki sanatçı kişiliğinin tam olarak ortaya çıkmadığını bir bakışta anladığımız ve bu sanatçı kişiliğin daha geniş kitleler tarafından anlaşılması adına akşam saatlerine “ Bu gece canlı müzik varmı” diye sorduğumuz ve “Evet var abi” cevabını aldığımız yüz metre ilerideki başka bir mekana girdik.

Biz mekana girdiğimiz de tam gece yarısı olmuştu, masalara oturduktan 3 dakika sonra Canlı müzik yapan sanatçı kardeşlerimize “ Burada Deniz Saparca isimli olağanüstü sahne hakimiyeti olan bir sanatçı kardeşimiz var, sabah buradan ayrılacağız dolayısı ile bu mekanda buluna yüzlerce arkadaşımız böylesi bir sesten mahrum olmasın” ricasını bulunduktan bilemediniz beş dakika sonra Deniz Saparca’nın gece 02.00’ye kadar söylediği güzel şarkıları ve muhteşem sahne performansını alkışladık durduk.

Gece 02.00’den sonra konaklayacağımız alana doğru ilerken grup üyelerinden birkaç kişi “Deniz harika acaba tekrar girsekmi.?” şeklindeki yoklama macunlarını mecburen duymazlıktan gelip sabah 08.00’de  sabah kahvaltısını Sığacık’ta yapmak üzere  araç başında hazır olalım” diye anlaştıktan kendimizi yatağa attık.

Sabah 08.00’de mis gibi bir Ege havasına uyandıktan sonra Foça’ya 149 kilometre uzaklıktaki Yavaş Şehir (Slow City) ilan edilen Sığacık’a ulaşmak için yola çıktık, yıllardır gittiğimiz her köşesinde bizi olağanüstü güzellikleri ile şaşırtan EGE bölgesinin muhteşem sahil beldesi Sığacık’a ulaştığımızda gördüğümüz muhteşem manzara karşısında bir kez daha şaşırdık, büyük keyif aldık.

Sığacık’ın insanın içini ısıtan dar sokaklarında sokak aralarına kadar serpiştirilmiş masalarda kahvaltı yapmaya oturmuştuk ancak açlıktan gözümüz dönmüş bir şekilde Güven Altay’ın Etli sandığı Patlıcanlı börekleri anında tüketip, Masada isterse dünyanın en lüks yemeği olsun Nusret Acur’un olmasa olmazı omleti, bölgeye has muhlamayı diğer yöresel börekleri nar-portakal suyu ile harmanladıktan sonra gözlerimizin daha iyi gördüğünün farkına vardık.

Kahvaltı sonrası mis gibi çayları da içtikten sonra Sığacık’ın muhteşem sahil şeridini dolaşmaya başladık, bir ara içerisinden keman sesi gelen bir bedestenin önünden geçerken bir sanatseverin keman çaldığını görünce “ Foça’da olağanüstü bir performans sergileyen Deniz Saparca’dan Sığacık halkı da mahrum kalmamalı” anlayışı ile anında sahne alan “Deniz’in “Duydumki unutmuşsun gözlerimin rengini”  ile başlayan şarkılarını Sığacık halkı ile birlikte bizde dinledik, kulaklarımızın pasını tekrar attık.

Saat 14.00 sıralarında Sığacak’tan ayrılmaya karar verdiğimizde” gitsek mi kalsak mı” diye epey düşündüğümüzü biliyoruz, İzmir’e ulaşmak için yola çıktığımızda önce “Hazır çıkmışken Alaçatı’ya da uğramak gerekebilir” diye istikameti o tarafa doğrultmuşken “Günlerden Pazar, trafik olur sorun yaşarız” diye düşündüğümüzden vazgeçip tekrar İzmir’e doğru döndük ve bir müddet sonra kendimizi yeniden İzmir’in o büyülü atmosferinin içerisinde bulduk.

İzmir Konak’ta Atatürk müzesini ziyaret edip duygusal anlar yaşadıktan sonra “Yahu arkadaşlar yorulduk bir nefes alıp soluklanalım” dedikten ve Alaçatı muhallebicisinde mola verdikten sonra İYİ Parti Kocaeli il başkan yardımcısı Cenk Erbil’in ısmarladığı çayları içmeye pizzaları yemeğe başladık, biraz sonra Ermenek belediye başkanı Atilla Zorlu ve Deniz Saparca, diğer il başkan yardımcısı Şaban Ufuk geldi, Sonra Yasemin Met ile Artun Met, Hilal Durmuş, Salih Işık, Gökçe Nesli Kondu- Güray Kondu bir müddet sonra İYİ Parti İl başkanı Şanbaz Yıldız en sonunda da partinin GİK Üyesi Eski Kocaeli milletvekili Cumali Durmuş geldi, yaklaşık 20 kişilik grup bir saat süre ile Aydemir Özcan’ın siyasetteki bilgi-birikim ve tecrübelerini dinledikten sonra sohbeti sonlandırdılar.

Hava iyiden iyiye kararıp artık geriye dönme vakti yaklaşınca ROTASIZLAR Seyahat grubu İzmir’deki dostları ile vedalaşıp bir başka Organizasasyonda buluşmak üzere Gebze’ye doğru hareket ettik.

Araçlara binip yola çıktığımızda Ryu Murakami'nin  “Dünyadaki yüz bin şehrin her birinde güneş benzersiz şekilde batıyor. Sadece bunlara şahit olmak için dahi seyahat etmeye değer.” ifadesi uyarınca İzmir’de güneşin nasıl battığına şahit olduk, Tam bu sırada Fenerbahçe-Trabzonspor karşılaşmasının ilk yarısı Trabzonspor’un 1-0 lık galibiyeti ile sonlanınca işin doğrusu biraz moralimiz bozulmuştu, ancak “Bu kadar güzel bir seyahatten sonra Fenerbahçeli futbolcular bizim moralimizin bozulmasına imkan vermezler” diye düşündük, neticede karşılaşma Fenerbahçe’nin 3-1 galibiyeti ile sona erdi, bizde büyük bir keyif ile Gebze’ye ulaştık.

Türkiye’nin her tarafı güzel, bizde bu güzellikleri görmeye, gördüklerimizi de anlatmaya devam edeceğiz, Foça ziyaretimizde bizi yalnız bırakmayan Ermenek belediye başkanı Atilla Zorlu’ya, Deniz Saparca kardeşimize ve gezi boyunca bizi yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza ROTASIZLAR adına sonsuz teşekkürler ediyoruz.

“Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar…(Pablo Neruda)”

SEYAHAT ET SIHHAT BUL..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263