Sevda ARSLAN (DİYARBAKIR YENİGÜN)
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Radyoloji Bölümü’nde yaşanan hekim sıkıntısı dolayısıyla hastaların tomografi ve MR raporları için uzun sürelere gün veriliyor. Eşinin kanser tedavisi gördüğünü ve sürekli tomografi çektirmek zorunda kaldıklarını dile getiren Serdar Tunç, “3 aydır film sonuçlarını alamıyoruz” diyerek sorunun çözülmesini istedi. DÜ Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ, başta radyoloji olmak üzere birçok birimde öğretim üyesi eksikliği olduğunu ve rapor hazırlanma ve sonuçlandırılmasında zaman zaman gecikme yaşandığını söyledi.
‘3 ayda rapor hazırlanamadı’
Eşinin kanser tedavisi gördüğünü ve sürekli tomografi çektirmek zorunda kaldıklarını anlatan Tunç, "Eşim ağır bir tümör ameliyatı geçirdi ve uygulanacak tedavi için düzenli olarak film çekilmesi gerekiyor. 20 gün önce çektiğimizin tomografi raporları henüz hazırlanmadığı için eşimin tedavisinde ilerleme sağlanamıyor. Ne yazık ki raporlama sorununu yaşayan yalnızca biz değiliz. Bizim gibi çok sayıda hasta ve hasta yakını aynı sorunu yaşıyor. 3 aydır doktor bulamadığını ve 3 aydır film sonuçlarını alamadığını söyleyen birçok hasta ve hasta yakını var. Hastane yetkilileriyle görüşme sağladığımızda film sonuçlarını raporlayacak doktorların olmadığını ve sonuçların özel bir hastanede raporlanacağını söylüyorlar. Eşim ve diğer hastaların tedavi süreçlerinin ilerlemesi için doktor sıkıntısının giderilmesini bekliyoruz” diye konuştu.
‘Öğretim üyesi eksikliği gecikmelere neden oldu
Konuyla ilgili görüşüne başvurulan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ ,ise yaşanan sorunun öğretim üyesi eksikliğinden kaynaklandığını söyledi. “Batman, Muş, Bitlis, Cizre, Şırnak ve Mardin gibi birçok il ve ilçeden gelen 10 milyondan fazla hastaya hizmet veren bir hastane olduklarının altını çizen Başhekim Dr. Akdağ, "Türkiye’de birçok ilde olduğu gibi yaklaşık bir yıldır pandemiden dolayı vatandaşların hastaneye başvurma oranlarında azalma yaşanmıştı. Hastanelerimizde ana bina dışında dört ayrı izole binalarımızdan olan kardiyoloji binası COVID-19 servisi olarak ayrıldı. Diğer binalarımızda acil ve travmatoloji, yoğun bakım, ameliyathane ve birçok polikliniklik ile bölgedeki bir çok kamu hastaneleri ve özel hastanelerden farklı olarak ilk günden beri hizmete devam ettik. COVID-19, acil kardiyoloji ve kanser hastalıkları gibi acil sağlık problemi yaşayan hastalar dışında diğer hastalarımız yeni normalleşme süreci ile birlikte hastanede ciddi yoğunluk oluşturdu" dedi. Gerek değişik nedenlerle ihraç edilen, gerekse de kendi isteğiyle özel hastanelere geçiş yapan öğretim üyelerinin olması nedeniyle başta radyoloji olmak üzere birçok bölümde sorunlar yaşanmaya başlandığını kaydeden Dr. Akdağ, MR, tomografi ve USG gibi bir çok hastanın rapor aşaması ve sonuçlandırılmasında zaman zaman gecikme yaşandığını söyledi.
Sorunun giderilmesi yönünde özel bir hastane ile anlaştıklarını ve raporlara sürecinin hızlandırılması için ek hizmet alımına gittiklerini dile getiren Akdağ, mevcut durumu telafi için ek hizmet alımı yoluyla çözüme gittiklerini anlattı.
‘100 kader arkadaşımızı kaybettik’
Raporlamada gecikme yaşandığı için tedavi sürecinde yaşanan aksaklıklar nedeniyle pandemi sürecinde 100 kanser hastasının yaşamını yitirdiğini vurgulayan Yeniden Yaşam Kanserle Mücadele Derneği Başkanı Şükrü Abay ise, pandemi sürecinde geçen 15 Mart ile 15 Temmuz ayı arasında kanser hastaları tedavi edilmedikleri, randevu alamadıkları, hastaneye yatırılmadıkları için 100 kanser hastası kader arkadaşımızı kaybettiklerini söyledi. Kanser hastalarının ameliyat edildiği bir ameliyathanenin bile kalmadığını ifade eden Başkan Abay, "Özellikle son 1 yılda Araştırma Hastanesi ve Dicle Üniversitesi Hastanelerinde tahlil yapan arkadaşlarımız, sonuçlarını alamadıkları için tedavi süreçleri olumsuz etkilendi. Raporlarını alamadıklarında ise e-devlet sistemi üzerinden sonuçları takip edebilecekleri söylenerek, arkadaşlarımıza net bilgilendirme yapılmadı” diye konuştu.
‘Hastalar özel hastanelere gitmek zorunda kaldı ’
Tedavi göremeyen hastaların özel hastanelere yönelmek zorunda kaldıkları için maddi sıkıntı yaşadıklarının altını çizen Abay, "Diyarbakır’da kanser hastası olmak, Allah’a emanet kalmak demektir. Diyarbakır’da kanser hastalarının tedavisinde kullanılan cihazlar, ilaçlar ve doktor sayısı yetersiz kaldığı için kanser hastaları olarak zor durumdayız" diyerek çaresizliklerini dile getirdi.