Sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar 31 mart tarihindeki seçimi kazanmak adına çaba gösteren adayların nerede ise tamamı son birkaç gündür “merhaba” dedikleri, oy istedikleri seçmenin tamamına “bu iş bitti pazartesi günü sizi 01 nisan pazartesi günü belediyeye çay içmeye bekliyoruz” şeklinde davette bulunuyorlar.
Seçime katılan yirmiden fazla siyasi parti adayının hepsinin birden seçimi kazanma ihtimali olmadığına ve bu durumu da en iyi adayların kendilerinin bilmesine rağmen “Sizi 01 nisan pazartesi günü belediyede çay içmeye bekliyoruz” şeklindeki çağrının ne ifade ettiğine bakmamız gerekiyor.
Sürekli belirtiyoruz keşke yerel seçimde seçmen partilerin genel politikalarına değil de söz konusu yerleşim merkezinde kendisine göre var olan sorunların hangi aday tarafından çözüleceğine cevap bulduktan sonra kararını verse.
Ancak hiçbir zaman bu olmaz, zira son 3-4 seçimdir seçimlerin tamamı genel bir referandum çerçevesinde yapılıyor ve seçmen adayların projelerini göremeden sandık başına gidip oy kullanmak durumunda kalıyor.
Hal böyle olunca seçmen oy kullanmak adına karar verirken önce iktidar partisine, sonra varsa iktidar partisinin ortağına, ondan sonra iktidardan sonra gelen partiye bakıyor ve çoğu zaman “İktidarda bulunan siyasi partinin adayına oy verirsem benim yaşadığım yerleşim merkezine daha fazla hizmet gelir” diye düşünüyor.
Bu durum belli bir zaviyeden bakınca kabul görebilir ancak söz konusu yerleşim merkezini yönetecek olanların siyasi partilerin genel başkanların değil o bölgede ikamet eden adayların olduğu gerçeğini de kolay kolay kabullenmez.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi 31 mart tarihinde yapılacak yerel seçime sayılı günler kaldı, Adaylar son bir gayret seçmene ulaşabilmek ve aklındakileri seçmene aktarabilmek için çaba sarf edip onların kararlarını kendi lehlerine çevirmenin mücadelesini veriyorlar.
Ancak siyaset ile az çok uğraşan kim varsa seçmenin kararının öyle birkaç günde oluşmadığı gibi birkaç günde de değişmeyeceğini bilirler, Bunun farkına varan siyasetçi “-Seçmen kararını çoktan verdi, bu aşamada bize düşen kendimizi unutturmamak bizde buradayız, seçim geçti bir kez bile bizi ziyaret etmediniz” söylemlerini boşa çıkarmaya çalışır.
Bu nedenle pek çok kişinin “kararsız” diye bildiği seçmenin aslında son derece kararlı olduğu, kararının gereğini yerine getirmek adına çok büyük bir heyecan ile 31 mart tarihinde konulacak sandık başına giderek oy kullanmayı beklediklerini çok iyi bileceklerdir.
Aday ile birlikte hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar tüm vatandaşlara düşende şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da seçmenin kararını saygı ile karşılamak olmalıdır.
Çünkü demokrasinin gereği de budur.