Ülkenin ve dünyanın sorunlarıyla alakalı olarak uzun sayılabilecek bir değerlendirmede bulunduklarını belirten Dervişoğlu, “Demokrat Parti, Türk siyasi hayatının en önemli kurumlarından biridir. Siyasette siyasi partiler hacimlerine göre değil, özgül ağırlıklarına göre değerlendirilirler. Demokrat Parti, Türk devlet ve siyaset hayatında çok önemli bir yer işgal etmesinin yanında, aynı zamanda siyasi hafızanın da günümüzdeki temsilcisidir. Dolayısıyla o müktesebattan gelen görüş ve düşünceler, bizim tarafımızdan bakıldığında da çok büyük bir önem teşkil eder” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz andan itibaren, Türk siyasetinde bir melezleşme olduğunu söyleyen Dervişoğlu, “Siyasi partiler kendilerine has özgün kimliklerini muhafaza edebildikleri müddetçe millete umut veren kurumlardır. Demokrat Parti’nin bu misyonu şart ne olursa olsun ifa ettiği kanaatimizce en ufak bir değişiklik yoktur. Bizim açımızdan bakıldığında son derece önemsenecek, son derece fikirlerine ve vizyonlarına itibar edebilecek bir kurum olduklarına dair zerrece kuşkumuz yoktur. Hatta umudumuz vardır” dedi.
“KİMİN NE OLACAĞI VE NASIL OLACAĞI DEĞİL MİLLETİN HALİNİN NE OLACAĞI…”
Türkiye’de siyasetin artık kurumlar üzerinden değil, kişiler üzerinden yönetilmeye çalışıldığının altını çizen Dervişoğlu; “Kim ne olacak ve nasıl olacak tartışması yapılıyor. Demokrat Partiyle bizim ortak bir bakışımız var. Kimin ne olacağı ve nasıl olacağı değil, milletin halinin ne olacağı; emeklinin, işçinin, memurun, gencin, öğrencinin, çiftçinin, toprağa terini düşürmüş ve karşılığını alamayan insanların durumu ve hali ne olacak diye konuştuk. Ve bunu bir toptancı tarih şuuruyla ele almaya gayret sarf ettik. Bütün bunların inşası için de, milletin halinin ne olacağının siyasi kurumlar tarafından masaya yatırılmasının aslında nereden neşet ettiğine de bakmak lazım. Bunun için merkez bir bakışa ihtiyaç duyulduğu da malumunuz olduğu üzere aşikardır. Milletin milli ve manevi değerlerinin toplandığı ve buluştuğu yerde, onu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi ve ilkeleriyle yan yana getirebilirsek, Türkiye için bir umut yeşertebileceğimiz tartışmasız bir gerçektir. Ve siyaset bu yolda kararlı adımlar atmak mecburiyetindedir”
“DEM’E UZATILMIŞ EL BELKİ DEVLET BAHÇELİ TARAFINDAN UZATILMIŞTIR AMA O ELİN ASIL SAHİBİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR”
Önümüzdeki zaman içerisinde de Demokrat Parti ile sık sık yan yana gelip, durum değerlendirmesi yapacaklarını belirten Dervişoğlu, ortak basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını da cevapladı.
Ankara’nın Abdullah Öcalan ile, Öcalan’ın da İmralı ile görüştüğü ve silah bırakılması yönünde talimat verdiği iddiaları hatırlatılarak, geçtiğimiz haftalarda da meclis açılış töreninde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın elini sıkmasıyla birlikte tüm bunların üstüne bir çözüm süreci başlatılacağı iddialarına ilişkin İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu; “Konuyla alakalı rivayetler muhtelif, önümüze müspet veriler ve açıklamalar gelmeden bir değerlendirmede bulunmayı yerinde görmüyorum. Ama Sayın Devlet Bahçeli'nin DEM’e uzatılmış bir eli var. Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilk defa yaşanmış bir sahne değil. Öncelikle bunu bilmenizi istiyorum. Ama burada enteresan şey şu; Sayın Bahçeli, Tayyip Bey’in konuşmasından etkilenip durumdan vazife çıkarmak suretiyle o el sıkma olayını yaşadığını ifade etti. Benim tarafımdan bakıldığında, DEM’e uzatılmış el belki Devlet Bahçeli tarafından uzatılmıştır ama o elin asıl sahibi Recep Tayyip Erdoğan’dır” ifadelerini kullandı.
“BU SPEKÜLASYONUN ALETİ OLMAK İSTEMİYORUM”
Olası çözüm süreci iddialarına ilişkin afaki yorumlarda bulunmak istemediğini söyleyen Dervişoğlu, “O söyledikleriniz sosyal medyada, gazete sayfalarında ve televizyon yorumlarında tartışılıyor. Resmi bir açıklama olmadığı müddetçe bu spekülasyonun aleti olmak istemiyorum. Ama değerlendirmemizi de yapıyoruz tabii” diyerek toplantıyı sonlandırdı.