Bundan 3 yıl önce bir ilçe belediye başkanının makam odasında çay içerken özel kalem müdürü her ikimizin de tanıdığı bir Müteahhit’in belediye başkanı ile görüşmek istediğini haberini verdi, Uzun süredir görmediğimiz arkadaşımız içeriye geldi, çaylar yeniden söylendi.

Müteahhit arkadaşımız belediye başkanına bölgede hatırı sayılır büyüklükte bir inşaat projesi yaptığını, projenin tamamlanmak üzere olduğunu ancak satış yapabilmek için çok acil bir şekilde Yapı kullanma belgesi (İskan”)alması gerektiğini bunun içinde ricacı olduğunu söyledi.

Projeyi yapan arkadaşımızı dinleyen belediye başkanı  “Biz size yardımcı olmak için buradayız, ancak  proje tamamlanmadan Yapı kullanma belgesi verilmesi konusunda görevli memur arkadaşlarımız bize sorun yaşatıyorlar, Her ne kadar belediye başkanı olsak ta Yapı kullanma izin belgesine imza atacak olan memur arkadaşlar “Başkanım siz eninde sonunda gideceksiniz, ancak bize emekli oluncaya kadar buradayız, bugün vatandaşa faydalı olacağız diye attığımız imzalardan dolayı 15 yıl sonra 20 yıl sonra soruşturma geçirebiliyoruz, bu yüzden bizi fazla zorlamayın vatandaş işini tamamlasın kendisi de rahat etsin, bizde yarın endişesi taşımadan işimizi yapıp imzamızı atalım diyorlar” şeklinde bir cevap verdikten sonra müteahhit arkadaşımızı kapıya kadar uğurladı.

Bu sütunlarda kaleme aldığımız “ Belediye başkanları bu kadar başıboş bırakılırsa” başlıklı yazımız üzerine bizi Türkiye’nin dört bir tarafındaki belediyelerde görev yapan memur kadrosundaki yüzlerce bürokrat aradı, arayanların tamamı uzun yıllardır adeta bir kangren haline gelmiş olan “Belediye başkanlarının sorumsuzluğunu” ve bu sorumsuzluk dolayısı ile nasıl büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kaldıklarını en ince detaylarına kadar anlattılar.

Bilindiği gibi Türkiye’de her 5 yılda bir yerel seçim yapılıyor, önceki dönem yada dönemlerde işini iyi yapan vatandaşın takdirini kazanan başkanlar yeniden başkanlık koltuğuna oturuyor, işini iyi yapmadığı için partisi tarafından tekrar aday gösterilmeyen yada aday gösterildiği  halde rakipleri karşısında seçim kaybeden başkan seçim gününden sonraki ilk pazartesi yada Salı günü görevi seçim kazanan yeni başkana devrediyor.

Dünyanın demokrasi ile yönetilen pek çok ülkesinin aksine Türkiye’de İmar düzeleme yetkisi bilindiği gibi yerel yönetimlerde, dolayısı ile çok net bir şekilde söylemek gerekiyor ki Belediyelerin bünyesinden İmar birimini çıkardığımız anda bütün belediye başkanları belediyelerin anahtarlarını Valilere yada Kaymakamlara teslim etmek zorunda kalacaklardır.

Dolayısı ile Belediye başkanları için seçim sonrası değişmesi gereken en önemli birim İmardan sorumlu Belediye başkan yardımcısı, İmar ve Şehircilik müdürü, Yapı Kontrol müdürü ve İmar düzenlemesi ile ilgili bütün amir ve memurlardır.

Yapılacak olan imar düzenlemeleri  ile ilgili görevlendirilen bürokratlar her ne kadar Belediye başkanlarına karşı sorumlu olsalar bile başkanlar tarafından kendilerine dayatılan “Şu imar dosyasını imzala, Şu ruhsatı ver, Falanca Yapı kullanma belgesini diğer görevliler ile birlikte acilen imzala, muhatap var olan eksiklikleri bilahare hayata geçirecek” şeklindeki ardı arkası kesilmeyen talimatlar sonrasında kendilerini bir anda Adliye koridorlarında bulabiliyorlar.

Başkanların sorumsuz talimatlarını sadece imar birimleri ile sınırlandırmak yanlış olur, Özel kalem müdürlerinin yapacağı alımlardan, Sosyal ve kültürel noktalardaki faaliyetler ile ilgili mevzuata uysun yada uymasın belediye başkanları “siyaseten bu işin sorumlusu  benim, seçim dönemi seçmene ben hesap vereceğim, sende bir bürokrat olarak benim talimatlarımı yerine getirmek zorundasın, dediklerimi yapmayacaksan senin yerine yapan birisini getireceğim” diyor ve söz verdiği ne varsa tamamını gece gündüz demeden yerine getirmenin çabası içerisinde oluyor.

Belediye bünyesindeki bürokratlar “Yüksel bey hayata geçirilmesi gereken uygulamalar ile ilgili olarak belediye başkanları ne kadar sorumsuzlar ise bizde o kadar sorumluyuz, Biz göreve gelirken 25 yıl sonra emekli olmaya bunun içinde işimizi düzgün yapmaya çalışıyoruz, ancak belediye başkanları meseleye bizim penceremizden bakmıyor, Ya dediğimi yapın yada seni görevden alıyorum” diyor” dediklerini yapmadığımız zamanda kendimizi mesleğimizle ilgisiz bir birimim başında buluyoruz, lütfen bu durumu da bizim adımıza kamuoyu ile paylaşın” şeklinde feryat edip durdular.

Yerel yönetimler bünyesinde görev yapan bürokratları belediye başkanları denetliyor, onlara talimat veriyor, Siyaseten sorumlu benim diyerek yanlış doğru, eksik fazla demeden imzayı atın diyor, ancak özellikle son dönemlerde belediye başkanlarını denetleyen kontrol mekanizmaların nerede ise kalmaması olanlarında zaten 24 saat muhalefet partilerine mensup belediyelerde bulunması ortaya hiçte hoş olmayan görüntüler çıkartıyor.

Bundan 20 yıl önce herhangi bir belediyede göreve başlayan herhangi bir bürokrat anlatmaya çalıştığımız zorluklara göğüs gerebildiği kadar görevine devam etmeye ve evine ekmek götürmeye çalışıyor ancak bilemediniz 5 yıl yani bir dönem belediye başkanlığı yapan bir siyasetçinin ekonomik olarak dudak uçuklatan bir noktada olduğunu hemen herkes görüyor ancak yukarıda da anlatmaya çalıştığımız gibi “Sorumsuz belediye başkanlarına bu kadar serveti nasıl yaptın, Bürokratlara attırdığın saçma sapan imzalar sayesinde onlar adliye koridorlarında sürünürken sen trilyonluk oldun” diyecek ve hesap soracak bir makam olmadığından yapanın yaptığının yanına kar kaldığı bir süreci yaşıyoruz.

Bir önceki yazımızda da belirtiğimiz gibi yerel yönetimler noktasında esaslı bir reform hayata geçirilmediği, Belediye başkanlarının da bırakın 5 yıllık dönemi hemen her yıl hesap verecekleri bir yapı oluşturulmadıkça ne başkanların görevi bıraktıktan sonraki zenginlikleri biter nede “Başkanın verdiği talimatı yerine getirmediğim takdirde koltuğumdan olurum” diye düşünerek imza atan ancak yıllar yılı adliye koridorlarında sürünen bürokratların sonu gelir.

Artık TUZ KOKTU…haberiniz olsun..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263