Türkiye’de çok uzun yıllar siyaseten mahalleler oluştu, arada birkaç renk olsa da yıllar yılı vatandaşlarımızın bir kısmı kendisini “Muhafazakar mahalle” olarak tanınan siyasal akımda konumlarken bir başka kitlede “Laik mahallede” ikamet etti ve oradan ayrılmayı kesinlikle aklına getirmedi.
Kendisini “Laik mahalle sakini” olarak gören kitle siyaseten her dönem CHP’nin başını çektiği siyasal akımda gördü, Diğer kitle yani “Muhafazakar mahalleliler” olarak bildiğimiz kesim Süleyman Demirel’in, Turgut Özal’ın, Necmettin Erbakan’ın en sonunda Recep Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiği dünya görüşünün şemsiyesi altında konumlayarak bu güne kadar geldiler.
Türk siyaseti çok partili hayata geçtiği 1950 seçimlerinden itibaren bir şekilde ideoloji çerçevesinde siyaset yapıldı,
Aslında ülke sınırları içerisinde yaşayan herkesin sadece “iyi yaşam ve buna bağlı olarak ekonomi” noktasında talepleri olması gerekirken halk sadece ideolojik siyasetin peşinde koşturuldu durdu.
Biz kendimizi bildik bileli Türkiye’de sürekli Camiler-Başörtüsü-Askeri kışla ile başlayan ve devam eden kavga sürdü gitti, bir kısım “Kız öğrenciler üniversitelere başörtülü bir şekilde girsin” diye diretirken karşı mahallede konuşlananlar “Laiklik elden gidiyor “ şeklinde kavgaya girmekten çekinmedi.
İçerisinde bulunduğumuz günlerde kafamızı kaldırıp baktık ki bizim yani 84 milyon Türk insanının tek bir sorunu var ve o sorunun adı da “Ekonomi”.
Türkiye 2018 yılının haziran ayında Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçti, yapılan seçimde Cumhur ittifakının adayı Erdoğan Cumhurbaşkanlığına seçilirken, Cumhur ittifakı da TBMM’de üstünlüğü sağladı.
Bu sistemde yapılacak yeni seçime yani 2023 yılının haziran ayına 14 ay kaldı, kalan bu 14 aylık zaman dilimi içerisinde sözünü ettiğimiz mahalleler arasındaki geçişler öylesine ilginç bir hal aldı ki anlayabilene, anlatabilene aşk olsun.
Uzunca bir süredir birbirleri ile “asla bir arada olmazlar” denilen AK Parti ile MHP “Cumhur ittifakı” şemsiyesi altında bir araya gelmiş durumdalar, İttifakı BBP ama daha da önemlisi Doğu Perinçek’in başında bulunduğu Vatan partisi destekliyor.
Diğer tarafta ise CHP ile İYİ Partinin oluşturdukları “Millet İttifakı” hatırı sayılır bir mesafe almış durumda, Millet İttifakını daha önceleri SP ile DP destekliyordu sonra AK Partiden ayrılan Eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek partisi ile Eski ekonomi bakanlarından Ali Babacan’ın DEVA partisi de Millet ittifakı ile bir araya gelip " Altılı masa" etrafında toplandılar.
Bu birliktelikler dolayısı ile bir zamanlar bir birlerinden uzak kalan mahallelerde olağanüstü geçişler yaşanmaya başladı, birazda mecburiyetten kaynaklanan bu geçişler sırasından birbirlerini “öcü” gibi gören karşı mahallenin insanları zaman geçtikçe karşı mahallede oturanlarında kendilerinin de ihtiyaçlarının “ideoloji” değil sadece ve sadece “İyi yaşam” olduğunun anladılar.
Bu bakımdan 2023 yılının haziran ayında yada daha önce yapılacak bir seçimin neticesini ideoloji değil sadece ve sadece “Ekonomi” olacağı artık çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Saatlerce ucuz ekmek-ucuz et-ucuz akaryakıt kuyruğunda bekleyen bir kitleye “Vatan-Millet Sakarya “ edebiyatı yapmak görüldüğü gibi artık prim yapmıyor hatta son derece itici geliyor.
Yapılacak olan genel seçime her iki mahallenin müdavimleri de ele ele gönül gönüle “sadece ve sadece daha iyi bir yaşam istiyoruz, bu şartları kim sağlayacaksa o siyasal görüşü iktidar yapacağız” anlayışı ile sandığa gidecek..
İdeolojiden bize ne..!!!