Askerlik yaptığımız günlerde artık emekliğine çok kısa bir zaman kalmış Erzurum/Narmanlı Durmuş Dönderen isimli bir astsubay vardı, Yaşıyorsa Allah canına sağlık versin, ölmüşse Allah rahmet eylesin.
Durmuş Dönderen komutan ile birlikte ne zaman kafa kafaya verip “-Ne olacak bu memleketin hali.?” sorusuna cevap arasak bizim komutan hiç unutmadan “-Kardeşim ben sana söylüyorum işin başı tertip-düzen-intizam, eğer bir memlekette tertip-düzen-intizam yoksa orada huzur, ilerleme ve mutluluk olmaz” diye başlar ve artık pehlivan tefrikası gibi ezberlediğimiz muhabbete bizi uyutuncaya kadar devam ederdi.
Askerlik görevi bitti, O günden bu zamana kadar köprülerin altından çok sular aktı gitti, Bizim gençlikten olgunluğa oradan da yaşlılığa doğru başlayan yolculuğumuz bugünde devam ediyor.
Türkiye’nin içerisinde bulunduğu bu zor zamanları nasıl atlatacağımız konusunda derin düşüncelere dalarken nasıl oluyorsa birden bire Durmuş Dönderen’in “ Tertip-düzen-intizam” üçlemesi geliyor ve biz sürekli “Komutana haksızlık yapmışız, keşke söylediklerini can kulağı ile dinlemiş olsaydık o anlatırken uyumasaydık” diye hayıflanıyoruz.
Son dönemlerde hayatımızı esir alan keşmekeşliği gördükçe intizamsızlık diye bildiğimiz tüm olumsuzlukları bünyesinde barındıran kötülüklerden kurtulamayacağımızı düşünüyor, üzülüyoruz.
Vatandaş sabah erken saatlerden gece geç saatlere kadar kendisinin de yanlış olduğu bildiği ne kadar gereksizlik varsa yapıyor, kendisine “kardeşim yaptığın yanlış” diye uyaranlara olmadık hakaretleri yapıyor, yaparken de “Sanki biz yaptığımızın yanlış olduğunu bilmiyormuyuz, senden akıl alacak halimiz yok” diye azarlamaktan geri durmuyor.
Hayatımızı zehir eden düzensizlikler ile ilgili kaç tane yazı yazdığımızı , muhatapları ne kadar ikaz ettiğimizi inanın bizde unutmuş durumdayız ama bu kadar uyarıdan sonra bile düzensizliğin artarak devam ettiğini görüyor kahroluyoruz.
Önceki gün aracımız ile trafikte seyrederken kırmızı ışık yandı beklemeye başladık, yeşil ışık yandı biz araç ile hareket ettik ama yolun bir tarafından diğer tarafına en az 20 kişilik grubun da aynı dakikada hareket ettiğini görünce dayanamayıp aracı yolun kenarına çekip aşağıya indik.
Geçiş hakkı kendilerinde olmamasına rağmen yolun karşı tarafına geçmeye çalışan beş kişilik bir gruba “-Yahu gençler yakışıyormu size, bakın dakikalardır kırmızı ışıkta bekliyoruz, geçiş hakkı araçlarda ama siz bunu bile bile umursamaz bir şekilde kuralları ihlal ediyorsunuz” diye çıkıştık.
Uzun kıvırcık saçlı bir delikanlı” –Efendim özür dileriz beklememiz lazımdı ancak bu memlekette uzun yıllardır kuralları kimsenin taktığı yok, güçlü olan kural tanımıyor, İşin doğrusu bizde bu kadar düzensizlik karşısında işi boşvermişliğe verdik” cevabını verince şaştık kaldık.
Trafikteki bu düzensizliğe yüzlerce binlerce örnek vermek mümkün ancak “Tertip-düzen ve intizamın” olmadığı bir süreçte var olan tüm değerlerinde çok hızlı bir şekilde değersizleştiğini hepimiz görüyoruz..
Yazık oluyor bize vesselam..