Peygamberimiz (sav) buyurdu ki; "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olamazsınız" [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi]

Kabul etmek gerekir ki 29 Ekim 1923 yılında kuruluşu resmen ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti son dönemlerde çok büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kalmış durumda, 15 Temmuz 2016 tarihinde uygulamaya geçirilmeye çalışan Hain Darbe girişimi ile başlayan süreç Emperyalist güçlerin ekonomik alanda başlattıkları savaş ile devam ediyor, Nefes borumuz kesilmeye çalışılıyor.

Biz konuşmacı olarak katıldığımız toplantılarda anlatıyoruz, misafir olduğumuz televizyon kanallarında belirtiyoruz, Kendimize ait medya kuruluşlarında yazıyoruz, “27 Mayıs 1960 tarihinde, 12 Eylül 1980’de, 15 Temmuz 2016’da ve arada geçen bir sürü zaman diliminde üzerimizden geçirilmeye çalışılan Tanklar orta büyüklükte bir Avrupa ülkesinin üzerinden geçse idi o ülkenin bir daha belini doğrultması mümkün olamazdı, Ancak Atatürk’ün kurduğu genç Türkiye Cumhuriyeti her türlü baskıya rağmen şükürler olsun ki yoluna son sürat devam ediyor.”

15 Temmuz tarihinde vatan hainleri tarafından kalkışılan ancak Edirne’den, Kars’a kadar tüm vatandaşlarımız tarafından püskürtülen hain darbe girişimi sonrası emeklerline ulaşamayan Emperyalist güçler bilindiği gibi savaşlarını bu kez ekonomik noktada  baskı yapıp Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak üzerine kurdular, gün oldu dolar olabildiğince yukarıya vurdu, gün oldu bir Devlet bankamızın Genel müdür yardımcısı  ABD’de hapis tutuldu kısaca akla hayale gelmeyen oyunlar sahneye konuldu.

Dikkat edilirse 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 5 yıl geçmek üzere bu kadar kuşatma altında olmasına bu kadar nefes borumuz kesilmek istenmesine rağmen Türkiye Cumhuriyeti yoluna hiç durmadan devam ediyor, önüne konulan engelleri tek tek emin adımlarla aşıyor.

Geçtiğimiz gün İstanbul’da hizmete açılan Türk- Japon işbirliği ile tamamlanan “Çam ve Sakura” hastanesini görünce Türkiye ile ilgili umutlarımız kat be kart arttı, Avrupa’nın en büyük hastanesinin hizmete açılması ile büyüklüğümüz bir kez daha tescillenmiş oldu.

Çanakkale 1915 köprüsünün sülieti tüm heybeti ile ortaya çıkıyor, Anadolu ile “Şehitler Diyarı” Çanakkale’yi birbirine daha gönülden bağlayacak olan 1915 Çanakkale köprüsü hem tarihi anlamı hem de olağanüstü büyüklüğü ile bizim için ayrı bir övünç kaynağı olacak.

Yine geçtiğimiz hafta içerisinde faaliyete başlayan Ilısu barajı ile ne kadar övünsek azdır, İsimlerini yazdığımız bu projeler ile birlikte gözümüzden kaçan daha ve tamamlanmış olan daha yüzlerce-binlerce proje bu memleketin insanlarına hizmet veriyor.

Osmangazi köprüsü hizmete açıldıktan sonra kaç kez EGE bölgesindeki şehirlerimize gittiğimizi hatırlamıyoruz bile, Evet yap-işlet-Devret anlayışı ile yapılan Osman Gazi köprüsünün ücreti biraz pahalı ancak Feribot ile 40-45 dakikaya aldığımız mesafeyi köprü aracılığı ile 6 dakikada geçtikten sonra Avrupa’nın pek çok ülkesinde bile olmayan güzel,m oto yollarda araç kullanmak başlı başına bir keyif ama ondan da önemlisi emniyetli.

İktidarlar gelir, iktidarlar gider, 1023 yılında kurulan genç Türkiye Cumhuriyetinde bir devlet adamı Cumhurbaşkanlığı-Başbakanlık-Bakanlı yaptı, her gelen hükümet zamanın şartlarına göre hizmet yaptı, ondan sonra gelen hükumetlerde taş üstüne taş koyarak bugün 83 milyon nüfuslu büyük Türkiye Cumhuriyetini inşa ettiler.

Sıkıntılarımız şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da hatta daha fazla artarak devam edecek, Dünya durdukça ülkelerin mücadelesi de devam edecek, siz bakmayın koronavirüs salgını dolayısı ile devletler arasındaki kavgaya ara verildiğine, Korona süreci tamamlanır tamamlanmaz kavgaya ara verildiği yerden olanca hızı ile devam edilecek.

Bu şartlar altında bizde her santimi  şehit kanları ile sulanmış mübarek Türkiye Cumhuriyetini var olduğu durumdan daha ileriye götürebilmek adına dün var olan kavgaları bir tarafa bırakmak birbirimiz daha çok sevmek daha sıkı sıkı sarılmak durumundayız.

Aynı Allah’a inanan, aynı kitabı kendisine rehber eden aynı Peygamberin ümmeti olan ,aynı kıbleye yönelen ve “İslamın Son kalesi “ olarak kabul edilen mübarek Türkiye Cumhuriyetinin dünya durdukça var olması adına yapacağımız tek eylem birbirimiz şimdiye kadar olduğundan daha fazla ve bırakmamak adına sımsıkı sarılmaktır.

Birbirimize sımsıkı sarılmak hiçte zor olmasa gerek.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263