Yıl içerisinde nerede ise hemen her gün birbiri ardına yapılan zamları zaten kanıksadık artık öyle bir noktadayız ki zam olması değil zam olmaması hemen hepimiz için sürpriz sayılıyor.
Bunun dışında sanki yasal bir gereklilik gibi eski yılı tamamlayıp yeni yıla “merhaba” dediğimiz günlerde otomatiğe bağlanmış gibi iğneden ipliğe yeni yıl zamları yapılıyor.
31 aralık 2023 yılını tamamladık 2024 yılına intikal ettik, her sene başı olduğu gibi bu sene de bardaktan boşanırcasına zam yağmuru yağmaya başladı.
Biz kendimizi bildik bileli okuduğumuz okullarda “Türkiye’nin kalkınması ve ileri ülkeler arasındaki yerini alması için yapmamız gereken şey üretimdir, Dünyada yaşayan milyarlarca insanın ihtiyacını karşılayacak bir yada birkaç teknolojik ürün geliştirip bunu satamadığımız takdirde yerimizde saymaya mahkumuz” ifadesi kullanılır durur.
Geçtiğimiz gün ihtiyacımız olan bir elektronik ürünü tedarik edebilmek adına içerisinde teknolojik ürünlerinde satıldığı bir AVM’nin kapısından içeriye girdik, Söz konusu AVM’de teknolojik ve elektronik ürünlerin en geniş manada satıldığı üç mağaza biliyoruz.
Her üç mağazayı da dolaştığımızda bizim açımızdan ortaya son derece ilginç bir netice çıktı, Ülke genelinde satış noktaları bulunan ünlü markalara ait mağazalarda geçmiş dönemlerdeki gibi büyük ebatlı ürünlerin değil başta cep telefonu olmak üzere taşınabilir ürünlerin sergilendiğine şahit olduk.
Daha açık bir ifade ile zincir markalarda eskiden olduğu gibi buzdolabı-çamaşır makinası-fırın vs. gibi satıcıların “kaba mamül” dedikleri ürünlere ayrılan reyonlar nerede ise yok gibi.
Bir müşteri temsilcisine “-Neden mağazada daha az beyaz eşya var.?” diye sorduğumuzda aldığımız cevap “-Beyefendi iyi bir buzdolabı 3*40 bin lira civarında ama yeni çıkan bir cep telefonu şu ana 80-90 bin lira hem daha az yer kaplıyor hem de satışı daha fazla” şeklinde oldu.
Elbette temel gıdaları cep telefonu yada diğer küçük ebatlı ürünlerin içerisinde saklama imkanımız yok ancak gelecek yıllarda sabah –öğle-akşam tükettiğimiz gıdaların birer kapsül boyutunda hayatımıza gireceği de konuşulduğundan büyük ebatlı ürünlerin yıllar içerisinde hayatımızdan yavaş yavaş çıkacaklarına inanıyoruz.
Söz konusu ihtiyaç ürünlerinden birisini yada birkaçını üretemediğimizden olsa gerek anlamsız bir şekilde 10 sahifeli pasaporta , hap kadar küçük sürücü belgelerine yüzde yüzen fazla zam yapıyoruz.
Bu üretimsizlik içerisinde zamların asla durmayacağı hayatın bir gerçeği gibi sürekli karşımızda duruyor.