Herkesin çevresinde olduğu gibi bizim de “yarı uykulu” diye tabir edilen pek çok tanıdığımız var, Tabi insanın hem uyuyup hem de hayatını devam ettirmesi zor, bu bakımdan “yarı uykulu” tabiri daha çok gerçekler ile yüzleşmekten korkan, “hayatım böyle iyi yaşayıp gidiyoruz bu zamana kadar bilmediğim yada bilmek istemediğim gerçekler ile yüz yüze kalırsam bundan sonraki hayatım berbat olur” diye düşünen bir kitleden bahsediyoruz.
“Yarı uykulu” diye bilinen ve memleket nüfusunun büyük bir çoğunluğunu teşkil eden daha da önemlisi sandık yolu ile iktidarı değiştirme gücü olan bu kitleyi tam olarak uyandırmak yada var olan “yarı uykulu” durumunu “tam uykulu” noktaya getirmekte yine siyaset kurumunun işidir.
Bizdeki siyasetçi anlayışı öteden beri “bizim işimize uyuyan oda olmuyorsa hiç değilse yarı uykulu seçmen profili yakışır, sözünü ettiğimiz seçmen kitlesi uyanırsa iktidarımız için tehlike olur” şeklinde yol yürüdüğü için memleketin iki yakası bir türlü bir araya gelmez.
Siyaset kurumu “seçmen uykulu yada yarı uykulu olmasın hatta hiç uyumasın bizde uyumayan seçmene gem dünyanın hem ülkemizin içerisinde bulunduğu anlatalım anlamak istemeyene de tekrar tekrar dinletelim seçmen doğruları bilsin bizde o doğrultular çerçevesinde oy versin” şeklinde asla düşünmez.
Özellikse son dönemlerde insanları bire bir uyutan daha da kötüsü memleket sorunları ile ilgisiz alakasız mecralara sürükleyen medya kuruluşları dolayısı ile uykudan daha kötü olan hipnoz noktasına getirmiş durumda.
Bu şekildeki yönlendirme belki siyaseten iktidarda bulunanların o noktada bulunanları orada bir yada birkaç dönem tutmaya yetiyor ancak geçen 10-15 yıllık zaman dilimi içerisinde yarı uykudan yada tam uykudan kafasını kaldıramayan bom boş bir kitle çıkıp duruyor.
Siyaseti meslek edinmiş bir kitle dışında bulunan milyonlarca vatandaşın durumu aşağı yukarı tam bizim anlattığımız gibidir, Türkiye’de şu an yaklaşık 14 milyon civarında emekli vatandaşımız var, son aylarda üst üste gelen zamlar sonrasında bu 14 milynluk kitlenin bırakın harcama yapması artık evden dışarıya adım atması bile mümkün değil.
Evden çıkamayan 14 milyonluk emekli kitlesinin dışında çalışmayan, iş bulamayan bulsa bile kendisini geçindirecek kadar ücret alamayan milyonlarca vatandaşta evden çıkamıyor.
İşte burada devreye o hipnoz müessesesi giriyor sabahın erken saatlerinden itibaren görevi sadece ve sadece yönlendirme olan medya kuruluşları televizyon karşına oturmaktan başka hiçbir çaresi olmayan bu milyonlar adeta şaşkına çeviriyor, uyanık kalmasına asla imkan vermiyor.
Bu uyku hali iyi bir durum değil, Ülkede olup bitenler ile ilgili, çevreye duyarlı, teknolojiye meraklı kitlelere ihtiyaç varken “bizim yerimize gönül verdiğimiz siyasi partinin genel başkanları konuşsun biz zaten sabahtan akşama kadar 7/24 televizyonların karşısında kim kime kaçmış, kim kimi kandırmıştan başka bir şey göstermeyen televizyonların karşısında aklımızı tamamen kaybettik bu yüzden de uyanmamız çok çok zor “ diyen milyonlar var.
Sözünü ettiğimiz bu uyku halinin devamı hepimizin sonu olacak..