Bizim yaşımızda olanlar ve televizyonların siyah-beyaz olduğu dönemlere denk gelmiş neslin İngilizce ismi Upstairs Downstairs Türkçesi  (Yukarıdakiler Aşağıdakiler) olan eseri ve eserin televizyona uyarlanan dizisini hatırlayanlar mutlaka vardır.

Tarihi bir dönem, Görkemli bir yapım ve kapalı kapılar ardında saklanan gerçeklerin anlatıldığı eserde kocaman bir malikhanede yaşayan Belami ailesi ve bunların çalışanlarının maceralarının anlatıldığı dizide yukarıdakiler efendi, aşağıdakiler de hizmetçidir ancak hep birlikte yeni bir hayata alışmaya çalışan yukarıdakiler ve evin aşçısı, hizmetçisi, uşağı ve şoföründen oluşan aşağıdakiler topluluğu, yaşam tarzları dışında aslında birbirlerine çok benzemektedir.

Aradan çok uzun yıllar geçse de sözünü ettiğimiz “Yukarıdakiler-Aşağıdakiler” dizisi ile ilgili  Paloma Valdivia’nınDünya üzerinde iki çeşit insan vardır.”Yukarıdakiler ve aşağıdakiler. Aslında hepimiz aynıyız, ufak tefek farklılıklarımız olsa da...” ifadesi o gün bu gündür aklımızdan çıkmaz adeta paslı bir çivi gibi olduğu yerde durur.

Sözünü ettiğimiz diziyi izleyeli nerede ise 35 yıl oldu, geçen süre içerisinde dünyada ve Türkiye’de yaşayan tüm insanların hayatları değişse de o günden bu güne yukarıdakiler ile aşağıdakilerin yeri bir türlü değişmedi.

Tüm dünya da olduğu gibi bizim ülkemizde de hemen herkesin rahat bir hayata ulaşmasının yolu ticaretten yada siyasetten geçiyor, Ülkenin kalkınmasına katkı sunan çoğu da dünyada var olan büyük holding yada kuruluşların bizim ülkemizdeki temsilcileri olan işverenlerin aile bireyleri ellerinde bulundurdukları maddi olanaklar sayesinde şartlar ne olursa olsun “yukarıdakiler” diye tanımladığımız kitle içerisinde yer alıyorlar.

Ticaret hayatının dışında birde “yukarıdakileri” temsil eden Siyasetçiler var, Dikkat edin hangi parti yada hangi dünya görüşünü temsil ediyorsa etsin bir kere siyaseten bir noktaya gelen kim varsa ondan sonra oğlu-kızı-torunu-halasının oğlu-dayısının kızı vs. tüm yakın uzak akrabalar sanki “babadan oğula geçen hanedanlık” gibi siyaset sahnesinde yer buluyorlar.

Siyasetçilerin TBMM’de yada TBMM yakınında yer bulamayan yakınlarını da bu sefer devletin ballı kurum ve kuruluşlarında üst düzey yönetici-daire başkanı-genel müdür ile başlayan ve “yokluk yoksulluk” görülmesi mümkün olmayan yerlerde makam sahibi oluyorlar.

Son dönemlerde bu “yukarıda kalma hali” öyle bir noktaya geldi ki hayatının çok önemli bir bölümünde devletin en üst noktalarında çok büyük maaşlar ile bürokratlık yapan siyasetçi yakınları “devlete bürokrat olarak bu kadar yıl hizmet ettim, son dönemde bu hizmetimi mebus olarak taçlandırayım” der demez kendilerini var olan bir siyasi partinin milletvekili olarak buluyorlar.

Normal şekilde devam eden bir süreç tamamlanıp son derece karizma iktidara adayı bir lider “nasıl olsa seçmen listedeki adaylara değil bana oy verecek” gerçeğini çok net bir şekilde gördüğünden yanında çalışan makam şoförünü, Korumasını, aşçısını da milletvekili seçtirip “yukarıdakilere” dahil edebiliyor.

Sözünü ettiğimiz bu kitlenin dışında kalan kim varsa kayıtış şartsız “aşağıdakiler” diye tarif edilen grubu temsil ediyor, Yıllar geçiyor, dünya değişiyor, ülkeler değişiyor ancak sayıları milyonlar ile ifade edilen ve içerisinde bizimde bulunduğumuz “aşağıdakiler” yerlerine yapışmış gibi duran “yukarıdakilerin” bitip tükenmez ihtirasları yüzünden mesafe alamıyorlar.

Bu gidişle de ne yukarıdakilerin nede aşağıdakilerin yerlerinin değişme imkanı yok.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263