Dövizin ve dövize bağlı olarak artan hayat pahalılığı 84 milyon Türk insanının tamamının ortak endişesi olarak zaten aylardır gündemi işgal ediyordu,
Böyle bir süreçte
-Döviz yükseliyor
-Dövize bağlı olarak akaryakıta zam geliyor
-Akaryakıta zam gelince nakliye ücretleri zamlanıyor
-Nakliye zamlanınca başta gıda olmak üzere tüm temel ihtiyaçlarımıza zam geliyor
-Elektrik zamlanıyor
-doğalgaz zamlanıyor
-su zamlanıyor
-Kısacası iğneden ipliğe hayatımızı devam ettirmemiz için zorunlu ne varsa tamamı ateş pahası haline geliyor.
Vatandaşın isteği dışında meydana gelen bu fiyat artışları dün sabah saatlerinden itibaren bambaşka bir seyir izlemeye başladı, Son yıllarda şahit olmadığımız artışlar önceden yıllara aylara haftalara yayılıyordu ancak dün sabah itibarı ile bir yılda yaşayabileceğimiz panik havası 7-8 saat içerisinde gerçekleşti.
Bizde gazetede bilgisayar başında önce saat başı sonrada dakikalara bile sığmayan değişiklikleri büyük bir şaşkınlıkla izlemeye çalışırken haber merkezindeki arkadaşlar da dakika başı odaya gelip “Dolar şu kadar yükseldi, Euro bu kadar çıktı “ bilgilerini veriyorlardı.
Öğlen saatlerinden sonra iş iyice çığırından çıkmaya başladı o ana kadar “bu işin sonu nereye varacak.?” diye bekleyen vatandaşlar tüm medya kuruluşlarından birbiri ardına gelen “neler oluyor.?” soruları karşısında tam bir panik havası yaşamaya başladılar.
Akşam saatlerine gelindiğinde artık işin iyiden iyiye rayından çıktığını gören muhalefet partilerinin liderleri bir biri ardına önce partilerinin MYK’larını daha sonrada ekonomi kurmaylarını toplayarak durum değerlendirmesi yapmaya başladılar.
Mesai sonuna doğru herkes büyük bir karamsarlık içerisinde televizyonların başında bu gidişin nerede sonlanacağını öğrenmeye çalışırken Merkez bankası nerede ise hiç kimseyi memnun etmeyen kısa bir açıklama yaparak günü tamamladı.
Dövizdeki artış ister istemez karşımıza çok büyük bir pahalılık olarak yansıyacak, birkaç kez daha yazdığımız gibi tüm tüketim maddelerimizi yurt dışından döviz ile ithal eden bir ülke olarak bizi yakıp kavuran pahalılık belasından kurtulmamız mümkün görünmüyor.
Böyle bir ortamda iktidara mensup partiler “Panik yok işleri düzelteceğiz” diyerek kamuoyunu yatıştırmaya çalışırken muhalefet partileri de “bu işin şakası yok, ipin ucunu kaçırdınız bu olumsuzlukların önünü kesmek için tek çözüm bir erken seçimdir” diye bastırıyor.
Vatandaş zaten uzun zamandır evine ekmek götürmekte zorlanıyordu, son birkaç gündür dövizde meydana gelen ve bir türlü durdurulamayan artış ile artık bundan sonraki hayatı ile ilgili plan ve programını yeniden planlamak zorunda kalacak.
Dışarıya çıksa olağanüstü pahalılık ile karşı karşıya kalacak olan vatandaş evde kalsa artık astronomik rakamlara ulaşan elektrik ve doğalgaz ücretleri dolayısı ile daha kötü bir durumda kalacak.
Bu kadar olumsuzluğun yaşandığı bir süreçte bizde olup bitenleri korku ile ama daha çok büyük bir endişe ile takip edeceğiz.